Google (NASDAQ: GOOGL), Amerika Birleşik Devletleri’nde 7 adet küçük modüler nükleer reaktörün (SMR) inşasını destekleyeceğini açıkladı. Bu anlaşma, türünün ilk örneği olma özelliğini taşıyor ve teknoloji devlerinin temiz enerji kaynaklarına yönelişinin önemli bir göstergesi niteliğinde.
Anlaşmanın Detayları
- Google, Kairos Power şirketi ile işbirliği yapacak.
- Toplam 7 reaktörden 500 megavat elektrik satın alınması planlanıyor.
- İlk reaktörün 2030 yılına kadar faaliyete geçmesi hedefleniyor.
- Projenin tamamlanması 2035 yılına kadar sürecek.
Yatırımın Önemi
Bu yatırım, birkaç açıdan büyük önem taşıyor:
- Teknoloji-Nükleer Enerji İşbirliği: Google’ın bu adımı, teknoloji şirketlerinin artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için nükleer enerjiye yöneldiğini gösteriyor.
- Yapay Zeka ve Enerji Talebi: Özellikle yapay zeka çalışmalarının yoğunlaşmasıyla artan enerji talebini karşılamak için atılmış stratejik bir adım.
- Temiz Enerji Hedefleri: Google’ın karbon emisyonlarını azaltma ve temiz enerji kullanımını artırma hedeflerine katkı sağlayacak.
- SMR Teknolojisinin Gelişimi: Bu yatırım, henüz yaygın olmayan SMR teknolojisinin gelişimine ve ticarileşmesine önemli bir katkı sunacak.
Küçük Modüler Reaktörler (SMR) Nedir?
SMR’ler, geleneksel nükleer reaktörlere göre daha küçük, daha esnek ve potansiyel olarak daha güvenli olarak tasarlanmış reaktörlerdir. Bu reaktörler:
- 300 MWe’ye kadar elektrik üretebilir.
- Fabrikada üretilip sahada monte edilebilir.
- Daha düşük başlangıç maliyetleri sunar.
- Daha kısa inşaat süreleri vaat eder.
Potansiyel Zorluklar ve Eleştiriler
Bu yatırım bazı zorluklarla ve eleştirilerle de karşı karşıya:
- Düzenleyici Onaylar: NRC’den (Nükleer Düzenleme Komisyonu) gerekli izinlerin alınması uzun sürebilir.
- Maliyet Endişeleri: SMR’lerin uzun vadede ekonomik olup olmayacağı konusunda şüpheler var.
- Nükleer Atık Yönetimi: Uzun ömürlü nükleer atıkların yönetimi hala çözülmemiş bir sorun.
- Güvenlik Endişeleri: Nükleer enerjiye yönelik genel güvenlik kaygıları devam ediyor.
Google’ın bu yatırımı, teknoloji sektörünün enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için yenilikçi çözümlere yöneldiğini gösteriyor. Bu hamle, nükleer enerji endüstrisine yeni bir soluk getirirken, temiz enerji kaynaklarına geçiş sürecinde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Önümüzdeki yıllarda, bu projenin gelişimi ve diğer teknoloji şirketlerinin benzer girişimleri yakından takip edilecek.